Matematik Rönesansı…
Çok Ağır Misafir…
Prof. Dr. Melek Dosay Gökdoğan hocamızı 19 Temmuz 2022 Salı akşamı 21.00 de evlerimize misafir ediyoruz. Geleneğimizde bazıları için ağır misafir ifadesi kullanılır. Bilim tarihimizi aydınlatmak için gecesini gündüzüne katan Melek Dosay hocamız için daha ileriye gidip “Çok ağır misafirimiz” demek yerinde olacaktır.
Misafirimize hak ettiği saygıyı gösterecek, saati geldiğinde not defterini, kalemi hazırlayıp ekran başında karşılamak için hazırlanacağız. Onun bir ömür biriktirdiklerinden sunacağı özlü bilgileri daha iyi bir gelecek için anlamaya çalışacağız. Öğrenci olan olmayan yakınlarımıza tavsiye edeceğiz. Ne mutlu böyle misafirlere değer verenlere… 13 Temmuz 2022
*
Prof.Dr. Melek Dosay Gökdoğan’dan birkaç cümle; (*)
Matematik tarihinin bir özelliği de, onun kültür tarihinin çekirdeği olmasıdır. Matematikteki gelişmeler bilim tarihinin dışında bırakılırsa, bilim tarihinden geriye kalan konuları birarada tutan iskelet dağılmış olur.
Bu tespiti daha iyi görebilmek için matematik tarihinin devasa manzarası hatırlanmalıdır:
Karanlık Çağdan sonra Batı Avrupa’da yeni bir matematik rönesansı başladı. İslâm Uygarlığından aktarılan bilgilerle hazırlanan bu Rönesans önce İtalya’da, sonra ticaretin geliştiği ve hızla yeni kentlerin büyüdüğü Hollanda, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde çiçeklendi. Buralarda yeni kurulan üniversiteler rekabet halindeydiler ve bazı matematikçilerin rakiplerine meydan okumaları ve matematik yarışmaları düzenlemeleri bu rekabeti kızıştırıyordu.
Matematik buluşların ana kaynağı, insanın dışından çok içinde gibi görünmektedir: İnsanın doymak bilmeyen merakı ve entelektüel maceralara atılma arzusu. Ama, matematiksel ilerlemenin ana engelleri de yine insanın içinden gelmekte gibi görünmektedir: İnsanın tembelliği, maceraya atılma korkusu, eski bilinenlere uyma ihtiyacı ve matematiksel kuruntular. Bu kuruntuların bazen çok ilginç etkileri olmuştur. Örneğin, Mısırlıların bir paylı kesirleri matematiği yüzyıllarca etkilemiş ve gelişimini engellemiştir. Ancak, bu kesirler tesadüfen Leonardo Fibonacci’nin sürekli kesirlerini (1202) de ilham etmiştir. Matematikçilerin yaşam öyküleri psikologlara epeyce malzeme oluşturur.
Kütüphanelerde bulunan sayısız yazma eser düşünülürse, daha pek çok yazma tetkikine ihtiyacımız olduğu aşikârdır.
(*)Türk Matematik Tarihi Literatürü (Cumhuriyet Dönemi)
Türkiye Araştırmaları- Literatür Dergisi, Cilt 2, Say› 4, 2004, 91-102
*
Melek Dosay Hocamızın çalışmasından seçtiğimiz birkaç makale ve eser;
Adnan Adıvar, “İlim Tarihi İçinde Şark Matematiğine Bir Bakış”, İstanbul Teknik Üniversitesi Dergisi, c. VII, sy. 1-2, İstanbul, 1949, s. 1-9.
Celâl Saraç, “İslâm Dünyasında Matematiğin Doğuşu ve Gelişmesi
Hamit Dilgan, Muhammed İbni Musa el-Harzemî, İstanbul: İTÜ Mimarlık Fakültesi
Yayını, 1957
Hamit Dilgan, Büyük Matematikçi Ömer Hayyam, İstanbul: İTÜ Yayınları, 1959.
Sevim Tekeli, “Takiyüddin’in Delos Problemi ile İlgili Çalışmaları”, Araştırma, c. VI,
Ankara, 1968, s. 1-9.
Lütfi Göker, Matematik Tarihi ve Türk-İslâm Matematikçilerinin Yeri, Ankara: Elif
Matbaacılık, ty.
Akmal Ayyubi, “Harezmî’nin Matematiğe ve Coğrafyaya Katkısı”, trc. Melek Dosay,
Uluslararası İbn Türk, Hârezmî, Fârâbî, Beyrûnî ve İbn Sînâ Sempozyumu
Bildirileri, Ankara, 1990, s. 245-251.
Jens Høyrup, “İbn-i Türk ve Hârezmî’nin Temelindeki (Gerisindeki) Cebirsel Gelenekler”, trc. Melek Dosay, Uluslararası İbn Türk, Hârezmî, Fârâbî, Beyrûnî
Davet linki için tıklayınız.